| You used to call me on my | Beni arardın |
| You used to, you used to | Arardın, arardın |
| Yeah | Evet |
| |
| You used to call me on my cell phone | Beni cep telefonumdan arardın |
| Late night when you need my love | Gece geç saatlerde sevgime ihtiyacın olduğunda |
| Call me on my cell phone | Cep telefonumdan arardın |
| Late night when you need my love | Gece geç saatlerde sevgime ihtiyacın olduğunda |
| And I know when that hotline bling | Ve bu bir acil yardım çağrısı* olduğunda anlarım |
| That can only mean one thing | Bu sadece bir anlama gelebilir |
| I know when that hotline bling | Bu bir acil yardım çağrısı olduğunda anlarım |
| That can only mean one thing | Bu sadece bir anlama gelebilir |
| |
| Ever since I left the city you | Şehri terk ettiğimden beri |
| Got a reputation for yourself now | Sen kendinle ünlenmişsin |
| Everybody knows and I feel left out | Herkes biliyor ve ben dışlanmış hissediyorum |
| Girl you got me down, you got me stressed out | Kızım, moralimi bozdun, beni streslendirdin |
| Cause ever since I left the city, you | Çünkü şehri terk ettiğimden beri, sen |
| Started wearing less and goin’ out more | Daha dekolteli giyinmeye ve dışarı daha sık çıkmaya başladın |
| Glasses of champagne out on the dance floor | Şampanya kadehiyle dans pistindesin |
| Hangin’ with some girls I’ve never seen before | Daha önce hiç görmediğim kızlarla takılıyorsun |
| |
| You used to call me on my cell phone | Beni cep telefonumdan arardın |
| Late night when you need my love | Gece geç saatlerde sevgime ihtiyacın olduğunda |
| Call me on my cell phone | Cep telefonumdan arardın |
| Late night when you need my love | Gece geç saatlerde sevgime ihtiyacın olduğunda |
| I know when that hotline bling | Bu bir acil yardım çağrısı olduğunda anlarım |
| That can only mean one thing | Bu sadece bir anlama gelebilir |
| I know when that hotline bling | Bu bir acil yardım çağrısı olduğunda anlarım |
| That can only mean one thing | Bu sadece bir anlama gelebilir |
| |
| Ever since I left the city, you, you, you | Şehri terk ettiğimden beri, sen, sen, sen |
| You and me we just don’t get along | Sen ve ben sürdüremedik |
| You make me feel like I did you wrong | Hatalı olan benmişim gibi hissettiriyorsun |
| Going places where you don’t belong | Ait olmadığın yerlere gidiyorsun |
| Ever since I left the city, you | Şehri terk ettiğimden beri, sen |
| You got exactly what you asked for | …tam olarak istediğini aldın |
| Running out of pages in your passport | Pasaportundaki sayfalar işliyor |
| Hanging with some girls I’ve never seen before | Daha önce hiç görmediğim kızlarla takılıyorsun |
| |
| You used to call me on my cell phone | Beni cep telefonumdan arardın |
| Late night when you need my love | Gece geç saatlerde sevgime ihtiyacın olduğunda |
| Call me on my cell phone | Cep telefonumdan arardın |
| Late night when you need my love | Gece geç saatlerde sevgime ihtiyacın olduğunda |
| And I know when that hotline bling | Bu bir acil yardım çağrısı olduğunda anlarım |
| That can only mean one thing | Bu sadece bir anlama gelebilir |
| I know when that hotline bling | Bu bir acil yardım çağrısı olduğunda anlarım |
| That can only mean one thing | Bu sadece bir anlama gelebilir |
| |
| These days, all I do is | Bu günlerde tek yaptığım |
| Wonder if you’re bendin’ over backwards for someone else | Başkaları içinde çabalıyor musun onu merak etmek |
| Wonder if you’re rolling up a Backwoods for someone else | Başkaları içinde Backwoods** sarıyor musun merak etmek |
| Doing things I taught you, gettin’ nasty for someone else | Sana öğrettiklerimi yapıyor musun, başkalarına da edepsiz numaralar yapıyor musun? |
| You don’t need no one else | Başkasına ihtiyacın yok |
| You don’t need nobody else, no | Başka hiç kimseye ihtiyacın yok, yok |
| Why you never alone | Neden hiç yalnız değilsin |
| Why you always touching road | Neden hep geziyorsun |
| Used to always stay at home, be a good girl | Eskiden hep evde olurdun, iyi kız olurdun |
| You was in the zone, yeah | İstediğimizde beraber olurduk |
| You should just be yourself | Sadece kendin olmalısın |
| Right now, you’re someone else | Ama şimdi, bir başkasısın |
| |
| You used to call me on my cell phone | Beni cep telefonumdan arardın |
| Late night when you need my love | Gece geç saatlerde sevgime ihtiyacın olduğunda |
| Call me on my cell phone | Cep telefonumdan arardın |
| Late night when you need my love | Gece geç saatlerde sevgime ihtiyacın olduğunda |
| And I know when that hotline bling | Bu bir acil yardım çağrısı olduğunda anlarım |
| That can only mean one thing | Bu sadece bir anlama gelebilir |
| I know when that hotline bling | Bu bir acil yardım çağrısı olduğunda anlarım |
| That can only mean one thing | Bu sadece bir anlama gelebilir |
| Ever since I left the city… | Şehri terk ettiğimden beri… |